Mecidiyeköy’de yaşıyordum ve şunları yazmışım
cihangir’de bir airbnb’de tanıştığım kedi Ruhiye’ye


1^ merdiven

benden bir sürpriz bekliyoruz
olimpiyatlarda şiiri ilk bitiren ben olucam
milyarder birinin şakasını keser gibi hayallerimi kesiyorum
gerçeğin yırtıklarına yama yapıcam
seni bir daha öpmeyeceğim merdiven kelimesi
sen beni büyük vedaların küçük vedalardan
küçük vedaların minnacık vedalardan olduğu gerçeğine götürüyorsun
zaman kelimesinin nevrotik sevgilisi
ne zaman şiirlerimde merdiven kullansam geçmişten biri geçmişte kalan elini sallıyor
 zamanı aldatıyorsun
duvarlardan duyuluyor
merdivenleri ilk çıkan dudak kelimesi oluyor
aklıma bazen sevişmenin şaka olmadığı geliyor
iki farklı beden dolusu hayal
içi dışı yapış yapış yıllardan oluşan iki merdiven sporcusu
birbirlerini vedalarla sarıyor
bu öpücük oldu ve saniyeler sonra dağıldı
bu eller gezdi ve saniyeler sonra ayrıldı
gezdi tekrar tekrar tekrar ayrıldı
sürekli hareket etmek bazen ölü hissettiriyor insanı
bir şeyi beklemeden durmak istiyorum
herkes yeni sonlar üretirken
burada durmak istiyorum
hiç sonu gelmeyecek bir anım olsun istiyorum
hiç gitmeyecek ve bitmeyecek bir an
bir sürü rakamı olan insanlar bir sürü harfi olan insanlardan uhu çalıyor
kesik hayallerim şiirin ilk satırından aşağı düşüyor
merdivenleri öpüyor bir prense dönüşmelerini bekleyerek

süper kahraman filmlerinde hep bir huzurlu sahne beklerken buluyorum kendimi
keşke oturup sadece konuşsalar diyorum
halıya uzansa sakız çiğnese şak şak lastik kadın
keşke sadece yaşasalar
ama keyifli kalmamak için hep bir bahane
beni işime gelmeyen umutlarla oyalayan bir sahne
zamanın beni sevdiğini bilmek istiyorum
tekrar tekrar tekrar tekrar
zamanın beni sevdiğini bilmekte kalana dek
tekrar ve tekrar
ben bir dudak mıknatısıyım 
uzak durmakta fayda var

göğüste meydana gelen kuş çırpınıyormuş hissi 
taksim meydanında beklemek birilerini
burada durmak istiyorum
beklemeden
kuş çırpınmasın istiyorum
kuşlar aldatılmasın
ya bir kere de mutlu son 
lüks sözler lazım olmasın 

burada durmak istiyorum tekrar
62 - Uğur, Raze

2^ başıboş

beni tanımak istemiyorum
ben sarhoş olunca şiir yazarım
ben sarhoş olunca şiir yazamamaktan korkarım
birkaç galaksi püskürür doldurmaya çalıştığım boşluktan 
birkaç yıldız kayar sabunlu ellerimden
banyoda düşer ve kirpiklerimi kırarım
Raziye ben yapayalnızım
beni tanımak istemiyorum
Raziye ben yapayalnızım
tanınmak istemiyorum
Raziye ben yapayalnızım
tanınacaksam herkes beni tanısın istiyorum
birkaç sigaraya güneş olurdum
şimdi binlerce sigaraya aynalı top oluyorum
başım dönüyor Raziye
55 kiloluk bir lunapark işletiyorum
binlerce sigara kokuyor saçım
ben güzel bir insan olurum diye düşünürdüm hep
hep ileride birileri beni sever zaten diye düşündüm
ama Raziye
galiba ben yapayalnızım
ve galiba nedeni beni tanımamam
birkaç biraya aşık olurdum
şimdi birasız birasız sakatlanıyor kalbim
birileri kalbimi döndürüyor
kirpiklerim ağlarken dökülüyor
o yüzden lazım olmadıkça ağlamıyorum
hep ileride şair olurum diye düşünürdüm
şair olurum
kara kara delikler oluşur her nokta işaretimde
zamanı büker kolye yaparım
kolyenin ucunda bir mavi başıboş
reyhan şerbeti renginde olur dudaklarım
masum ölürüm diye düşünmüştüm
masum olurum
peki ben ne oldum?

ben yapayalnız oldum Raziye
beni tanımak ister misin?
  Mutlu bişi yaz - Raziye

3^ kırmızı

Ruhiye benim ellerim nerede?
nereye götürmeliyim onları?
söylesene Ruhiye
sabah arabalara yansıyan gökyüzü
şaraba yansıyan sokak ışığı

ben nereye yansıyacağım peki?
tuzu yalayıp aklımı atıp limonu öpüyorum
kaç akıl atınca aklımdan kurtuluyor oluyorum Ruhiye?
atıyorum atıyorum gitmiyor
merdivenlere oturtuyorum aklımı
ağlayan bir çocuğun karşısına geçip susuyorum
diyemiyorum
lütfen artık ellerimi bırak
merdivenlerden kaçamıyorum Ruhiye
ellerim yukarıya ve aşağıya uçuşuyor
birileri iniyor birileri çıkıyor
ben müdahele etmek için çok sanatçıyım Raziye

mühendisim şu sıralar
akıp giden kodlara bakıyorum
müdahele edemiyorum
koşuyor
birileri koşuyor hayatımın ortasında
ellerimi nereye koysam bir hata
mühendis olmayı emrettim kendime
içindeki ateşi sevme sevme sevme
bak sakın sevme
ama mühendisler de seviyormuş Ruhiye

harfler akıp gidiyor şat bardağından taşıyor
geceleri aklımda atlar yarışıyor Ruhiye
hiç bilmeden koştuklarını
koşuyorlar
sonra yaşlanıyor babam
yaşlandığımızı şiirlerime hiç yazmam ben Ruhiye

çünkü bunu bilmemeliyim
atlara arkamı dönüyorum Raziye
onlar yorulmuyor
ben yoruluyorum

hatırlıyor musun
gençtin şairdin
sarhoş olurdun
partiden koşarak çıkardın
kırmızı kırmızı yanardı ışıklar
beklerken mutlu olurdun duruyor olmaktan
durmaktan başka çarenin olmamasından

ama sonra geçerdin unutup kırmızıyı
sen yeşili bekle Ruhiye
arabalara yansı
aklını tut koşmasın
o zaman patilerinden öpülürsün Ruhiye
sana söz veriyorum
artık benim ellerim yerde

meyve ağacı - Burak

4^ ağız

bir yıl dokuz ay oldu
ve çok azı kaldı artık aklımda
aklım karışınca dalgalılaşan kaküllerim vardı
saçlarım aşk-merdivenimin kökleri kahvesindeydi
whatsapp durumunda çok küçük şeyleri söylemediğinden çok büyük şeyleri kaybettiğin yazıyordu 

hani çok büyüktü inancım
allahtan gizli gizli getirip seninle paylaşmıştım
gizli bir kapı bulmuştuk benim boyutumdan senin boyutuna açılan
kapının kolları yoktu
kapıya kollarımı bağışlamıştım
binlerce insanın aşkı, hikayesi, hayatı, şiirinden 
bestelenmişti aramızdaki gizli dil
sokaklar susmuştu
evler daha çok susmuştu
ama en çok allah susmuştu
biz sustuk gibi yapmıştık
sana aylarca fısıldamıştım hani
hatırla
seni seviyorum demiştim susa susa
seni seviyorum demiştim
seni seviyorum
hani anlamamıştın
hani anlamadığını demiştin susa susa
yine de hatırla
hani her gece senin boşluğunla sevişip senin boşluğunla uyurdum
ve o boşluk her duamda daha da büyürdü
hatırla ne kadar büyümüştü
en sonunda odamda bir evrenlik boşluğun vardı
benim boyutumda bana yer kalmamıştı
yatağımın ucunda yatıyordum
hani kapımızı açmıştım
boşluğunun sonsuz olduğunu yakalamıştım bir anda
hatırla nasıl da sevmiştik oysa seni
hepimiz
bir sürü kadın toplanıp seni sevmiştik
inançlarımızla kumar oynamıştık
kaybetmiştik
çünkü küçük şeyleri söylememiştik
ve hepsi o sonsuzlukta yok olmuştu
bizi kaybetmiştin


ve ben kendimi aradım 
tarot kartlarına 
kahve fincanlarına 
ve burç yorumlarına sordum
biri seni seviyor dedi 
biri seni sevmiyor dedi 
biri koç burcusun diyordu
cesursun diyordu
cesurum diyordum
kendimi mağaza mağaza arıyordum
pijamalarımı rahat seviyordum çünkü koç burcuydum
seni sabırsızlıkla seviyordum çünkü koç burcuydum
ayaklarım ağrıyordu çünkü koç burcuydum
hatırla
senle fena ikili olduğumuzu yazıyordu her site
her gece bununla bitiriyordum nerede olduğunu bulamadığım 
ruhuma yazdığım çağrı mektubunu
yalvarıyordum ona dön diye
dön çünkü bu ay yıldızlar benim için toplantı yapıcak

hani hatırla seni sevmiyordum artık
zaten tüm ruhumla sevmiştim
tüm ruhum da kaçmıştı
saçlarımın mavisi akmıştı
korkup ağlamamıştım aylarca
çünkü gözyaşı yoktu fincanda
böyle koç burcu mu olurdu
allah niye hala susuyordu
hatırlamıyordum seni sevdiğimi
ruhum bu sonsuz boşlukta nereye giderdi
ne içer ne yerdi
nasıldı
hiç yazmıyordu
hiç konuşmuyordu
beni özlememiş miydi

yine de Ruhiye sana inanırdı 

şimdi burada
anlatacağı çok şey var
çok şey duymuş
sokaklardan
evlerden
kayıp allahtan
duyacak daha ne kadar da çok şey varmış 
ne kadar güzelmişim 
başka galaksiler diyor
başka canlılar diyor
beni ne kadar da seviyor
telefonu ona veriyorum

ben seni sevmiştim çocuk 
sana inanmıştım çocuk 
seni sevmiştim
beşiktaşa gelmiştim 
seni sevmiştim
sana inanmıştım
Taksim’de beklemiştim
seni sevdiğimden
kiliselerimi ışıklandırmıştım
seni sevmiştim
vanilyaları mumlara dadanmıştım 
ananemde şarkı yazmıştım
seni sevmiştim
yeşil giyinmeye başlamıştım 
ormanlar uyurken izlemiştim
her haberde gözlerim doluyordu 
sana inanmıştım
mandalinalar soymuştum
sana inandığımdan

Ruhiye hatırlar
bu patlamalarım da sonunda sonsuz karanlıkta bir noktalık sıcak bir yıldız yarattı 
artık ruhumun konuşma sırası


Sürpriz - Ronahi

5^ yol

en son kendimi hatırladığımda 20 yaşındaydım
bir arabada ne zaman varıcağımızı düşünüyordum
en sevdiğim yol İstanbul’a gidenlerdi
en sevdiğim kusurum aşka inanmaktı
sonra büyüdüm Ruhiye
inanacak pek bir şey kalmamıştı
Didem Madak kitabı almıştım
her partiye yanımda taşımıştım
ama artık çok geçti
ben artık kendimi anlatamıyordum
burçlara ve kartlara inandım
koç burcu gibi olmam lazımdı
bu yüzden her zaman olduğumdan cesur davrandım
en sevdiğim yollar yanıyorlardı
ve ben kaldım

çok fazla sigara içtim Ruhiye
savaş uçağına sertifika yazmalı işlere bulaştım
oysa tek istediğim dünyanın en basit koltuğunda
dünyanın en kedi kedisiyle hiçbir problemim yokmuş gibi
oynamaktı birkaç saat
bir kediyle birkaç bedava saat
sonra söze koyulcaktım
sonsuz saat
şiirlerimi yazıcaktım
allahım bu böyle olmamış
beni yeniden yarat
bilirsin yıllar önce bir uğur böceğiyle sırlarımı paylaşmıştım
herkes geliyordu herkes gidiyordu
ben kimseyi anlayamadım

onunla buluştuğum her gün bayram gibi hissederdim
kendimi çok mu ciddiye almışım?

                                                      Leviathan X Peace - Berker X Sercan
6^ merdiven

8 ay önce bu odanın yarısını yeşile boyatmıştım
Okul rengiydi resmen
Bi gece fırçayı alıp bayılana kadar beyazla kapadım
Her yere notlar aldım çünkü kelime sapığıyım
Devlet hazinesinden çaldım çoğu kelimeyi
En çok “ben”i çaldım

Penceremin üstüne
“önce güneşi özledim, sonra seni”
diye yapışmıştı Didem
Hayallerimi wifi’a sıkıca bağlayıp araştırdım
Duvarlarımı sprey boyayla yıktırdım
Perdelerimi de kendim yıktım
Ruhiyeye 7 tane vahiysiz şiir yazdım
Türkiyeyle aramı bozan

Uyurken içeri girip beni uyandıran güvercinler oldu
“Kalk sanatçı ol mühendis olamıyıcaksan”
Bilimsel açıklamalar getir bilmiyimsellere
Özellikle hissettiklerime

Odada bir ton ışığımın olduğunu fark ettik
Işık ışık ışık ışık ışık IŞIK
İrem’in bende kaldığı bi gece
Sonra sonra sonra SONRA

Sema hanım sordu bana
“Nasılsın?”
“İyim siz nasılsınız?”
“İyiyim siz nasılsınız Aslı hanım”
“İyiyim siz nasılsınız Sema hanım”

Beyaz tahtaya ihtimalleri sıraladık
Yorgunduk diye çıktık Beşiktaş’a kadar yürüdük
Google maps’e güven problemleri yaşadım
Teknolojik içtenlik istedim yani çok mu?”
Saçlarım metro hattından daha hızlı uzadı

Bilinç akışımın kusuruna bakın
Kedi kaküllerimi oyuncak sanıyor
Hayallerime kadar açıldı bu kapı
Solo danslarımın tübitak merkezi
Duvarlarımın tomografisini çekerseniz
Bir hazine haritası bulursunuz
Bir sürü gönül borcumun ödemesini sakladığım
İçeride olan her şey içeride kalır

Meryemin pulbiber şubesi, k4, d11
Okul bitince aklıma gelir
her an herkes gidebilir


Git Yaşa - Jacopo